12 Eylül 2008 Cuma

MAĞDURLARIN SUÇLU, SUÇLULARIN MAĞDUR SANILDIĞI ÜLKEMİZDE; DLH’nın MARMARAY SAVUNMASI

Ulusal basın organlarında bir haber çıktı: “Marmaray’da ruhsatsız hat, inşaatı durdurdu” başlığı gibi değişik başlıklarla verilen haberlerde, Yenikapı-Yedikule tünel inşaatının ruhsatsız olduğu gerekçesiyle durdurulduğu üzerinde duruluyor.
Bu haber nasıl ortaya çıktı derseniz, yapılmak istenen tünelin üzerinde oturan mesken sahiplerine, Marmaray İnşaatından sorumlu kuruluş olan DLH Genel Müdürlüğünden gelen “geçici olarak tahliye edin” yazısıyla! Bölgede yapılan kazılar başlayalı yıllar oluyor ama ilginç bir şekilde, mesken sahiplerine “çıkın evinizden” komutu bugünlerde geliyor! Neden mi, çünkü DLH Genel Müdürlüğü projeyi değiştirmiş ve güzergahı 25 mt. Kuzeye kaydırmış.
Hani yüzyılın projesi bu ya, proje değişiklikleri bile kura çekilişi gibi yapılıyor demek ki! “Kura çektim size çıktı ey 550 mesken sahibi, terk edin hemen evinizi”…
Olayın insan hakları, vatandaşlık hakları, mülkiyet hakları, kentli hakları, hukuki boyutu ve saireleri bir kenara(ki bunlar artık ülkemizde hep kenarda kalmaya başladı), DLH Genel Müdürlüğü, kendinden emin bir savunma yapıyor ve:
“Marmaray Projesi'nin bir demir yolu ulaşım projesi olduğunu ve istasyon binaları haricindeki tünel, havalandırma yapısı, köprü gibi yapılar için ruhsat alınması zorunluluğunun bulunmadığını” bildiriyor Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada. Bu açıklamayı da “haber7.com(adından hangi kanalla ve çevreyle ilişkisi olduğunu anlamışsınızdır)” adlı site haber yapıyor. Haber baştan aşağı, DLH Genel Müdürlüğünün açıklamaları ile dolu. Mağdurlar nerede derseniz; “Mağdur DLH Genel Müdürlüğü”.. İnşaatı durdurulan koruma kurulu ve başvuruda bulunan mesken sahipleri ise suçlu.!

Bakın ne demiş DLH; “bu proje demiryolu ulaşım projesi” demiş!
Hani o yüzyılın meşhur projesinde, dünyanın ilk sıralarda yer alan projesinde, proje ortalıkta yok. Projede değişiklik yapılıyor kimsenin haberi yok! Çünkü bu bir “demiryolu ulaşım” projesi? Odalarla konuştuk diyor DLH, oda temsilcileri, “proje gizli tutuluyor” diyor! Peki demiryollarının haberi var mı? İşin bu noktadaki cilvesi de, Marmaray yazışmalarıyla ortaya çıkıyor. TCDD, “demiryolu projesinde”, “ben bu şartlarda tren işletemem, tek yolla, kafanıza göre belirlediğiniz 12 durakla işletmeciliği nasıl yapacam, trenleri nasıl gare edecem” diyor(yanlış anlamayın bunu da TCDD’nin üst düzey İBB pantentli bürokratları demiyor, bunlar projede filien görev verilen teknik personel yada alt birimlerde yöneticilik yapan kişiler), DLH cevap veriyor! Daha doğrusu DLH da cevap vermiyor, meşhur Avrasya grubu cevap veriyor!: “Olmaz, yapamazsınız, maliyet olur, kabul etmiyoruz, zaten ilerleyen yıllarda Marmaray hattına trenler girmeyecek, yolculuklar aktarmalı olacak”. Hatta işi daha da büyüterek, “Marmaray yollarını(T1-T2) demiryolu araçları kullanamaz, güvenliği tehlikeye atar, tüpe 00.00-05.00 saatleri dışında demiryolu araçları giremez, 00.00-05.00 saatleri arasında ise, Marmara dizilerinin geçişi ve günlük bakım bittikten sonra girebilirsiniz, tabi Halkalı ve Gebze’de yapılacak bilinmeyen bir yetkili firmanın denetiminden sonra!”..
Kim cevap veriyor, Avrasya! Kime cevap veriyor demiryollarına! Proje ne projesi, DEMİRYOLU PROJESİ!

Yanlış anlamayın ey Yedikule sakinleri, bu proje demiryolu projesi!
DLH Size soracak değil ya güzergah değişikliklerini, demiryolu projesini TCDD’ye sormayan ve TCDD’yi dikkate almayıp Avrasya’yı yetkili yapan zihniyet, bir de işi gücü bırakıp size mi soracak! “Çıkacaksınız” diyecek, çıkacaksınız, acilen kamulaştıracak, evlerinizi apar topar boşaltacaksınız! Binalarınız hasar görecek deyip, zorla muvafakatname alacak, vermezseniz de sorumluluk sizin deyip işten sıyıracak! “Kablolar, enerji nakil hatları, kanalizasyon kopabilir, patlayabilir, gürültü kirliliği olabilir, çamur, toz olabilir, binalar titreşimlerden etkilenip hasar görebilir” diyecek susacaksınız, inşaat sırasında hasarlanacak binalarınız içinde otururken, es kaza meşhur İstanbul Depremi de olursa, içiniz rahat olsun, bunlar size toplu mezar da ayarlar herhalde!

DLH bunu ilk defa yapmıyor ki !!!
Proje ilk defa, “arkada tarihi yarımada silueti” ile süslü karton baskıyla tanıtılıyor. Bir bakıyorsunuz; Haydarpaşa Gara trenler geliyor ve buradan da tüpe bağlantı var! Bir süre sonra bir bakıyorsunuz, bir de ne göresiniz, bu hat ortadan kaybolmuş! Soruyorsunuz DLH’ya resmi yazıyla! Cevap açık ve net: “kurumlarla yapılan görüşmeyle bu hat iptal edildi!” Yüzyılın projesi bu, elbette böyle kafalarına göre değişiklikler yapacaklar!
DLH çıkmış diyor Yedikule Ana transfer istasyonu! Bir bakıyorsunuz, fizibiliteleri yapılmış, taş gibi projeleri olan, her türlü yer üstü ve yer altı değerler düşünülerek güzergahı belirlenmiş yüzyılın projesinde, Yenikapı’da tarihi eserler çıkıyor ve birden kendinizi Bakırköy Ana Transfer İstasyonunda buluyorsunuz! Olur böyle şeyler, ha Yedikule, ha Bakırköy! Değişiklikler için, DLH izin alacak değil ya!
DLH banliyö hatlarını üçleme projesi için(CR1 etabı) şantiyeler kuracak! Hoppa bir bakmışsınız kuruyor! 7 tane ayrı istasyona prefabrikler kondurulmuş! TCDD’den üstten onay veriliyor ama mülkiyeti nasıl devrediyorsun, TCDD mülkiyetini yönetme ve tasarruf yetkisini nasıl olur da DLH’ya bırakıyorsun diye düşünen yok! Hani DLH’ya bırakmak deyince yanlış anlamayın, prefabriklerin kondurulduğu, tel örgülerle çevrilmiş(demiryolcuların bile giremediği) alanlara bayraklar çekilmiş boy boy, üzerlerinde AMD yazıyor! Ve bir de meşhur Avrasya! Ayıp olmasın diye Ulaştırma Bakanlığının flaması da çekilmiş göndere! Nedir AMD derseniz, A Alstrom, M Marubeni, D Doğuş! Yani anlayacağınız, DLH araziye el koymuş, çevirmiş ve şirketlere devretmiş araziyi! Arazi için para ödeyen de yok!

Bu arazi devri ve kullanım hakkı ile ilgili düzenlenen protokol hukuka aykırı diyen duyarlı birileri çıkıyor elbet ve dava açıyor!
Ama burası Türkiye, dava önce İstanbul İdare Mahkemesinden Ankara İdare Mahkemesine, sonra Ankara İdare Mahkemesinden Danıştay’a ve en son olarak da Danıştay’dan yeniden Ankara İdare Mahkemesine postalanıyor! İnşaatın resmi başlama tarihine 3 aydan az süre kalmış, daha dava görülmeye başlanmış değil!
Buna niye şaşıralım ki; aynı zihniyetin bir parçası olan ve Ankara’nın mülkiyet sahibi gibi davranan Belediye Başkanı Melih Gökçek bir karar alıyor ve Ankara Garının önüne battı çıktı yapıyor, yine duyarlı kurumlar çıkıyor(Peysaj Mimarları Odası ile Mimarlar Odası) dava açıyor, battı çıktı biteli ve Ankara Gar’a “artık girilemez” olalı aylar oluyor ancak 14 aydır mahkeme hala karar verecek! Ve en sonunda Peysaj Mimarları Odası, hukuktaki bu tıkanıklığa bir tepki olarak davadan çekiliyor.
Hafızaları tazelemek gerekirse, tarihi gar binasının 3.katının birbirine katılmasına ve şantiyeye çevrilmesine neden olan yöneticilerin suçları, hem mahkeme tespitiyle, hem de kurul kararıyla belgeli olmasına rağmen, savcılık dava açılıp açılmayacağına 2 yıldır hala karar verebilmiş değil!
DLH da bu gariplikler ülkesinde, bu gerçeklikleri bilmiyor değil ve bunun rahatlığı içerisinde istediğini yapmaya devam ediyor! Tabi DLH içinde maaşlı çalışanları barındıran bir kurum ve çalışanların bu konularda sorumlulukları ve suçları yok ama bu kurum da tıpkı TCDD gibi, malum iktidarın üst düzey atamalarıyla yönetiliyor!
İşte bu yüzden DLH çıkıp da, Yenikapı-Yedikule inşaatı için, izin alacak değiliz diyebiliyor! Böylelikle de, inşaatı durduran koruma kurulu, olayı davaya konu eden hukukçu avukatlar ve mesken sahipleri mağdurluktan suçlu mertebesine yükseltilirken, DLH da suçluluktan mağdur mertebesine inmiş oluyor!
Hani, 80’lerin etkisiyle yetişen ve “neden, niçin, nasıl” diye sormayan, hatta soru sormayan nesil ile biat etmeyi yaşam olarak alan bireylerin dediği gibi, “koskoca Marmaray projesi böyle şeyler için durdurulur mu?” Yüzyılın oynak, değişken, tutarsız projesi bu, elbette durdurulmaz.!!!

Bakın “durdurduğu” iddia edilen ve çığlıkları duyulmayan bir diğer kesim ne yapmış!
Yenikapı’da 4 yıldır süren kazı çalışmalarının bitmesini engellemişler! Niye, işi uzatıp, daha fazla maaş almak için! Yanlış anlamayın, bunu 2,5 aydır maaşlarını alamayan ve bunu dile getirdiği için işinden atılanlar yapmışlar! Tarihi Yarımada burası, altını kazıdıkça, yeni kalıntılara rastlanıyor ama DLH bu, istemiyor işte, “kapatın gitsin üstünü” formatında bakıyor olaya! Bu yüzden de, arkeologlar ile kazıya iştirak eden diğer personelin bilerek bitirmediğini düşünüyor, daha doğrusu “öyle düşündürmek istiyor” kazı çalışmalarıyla ilgili! Hani bu düşünce ne kadar gerçektir tartışılır mı?
Tartışmayı, işten atılanların dilinden dinlemekte fayda var! Onlar diyor ki; “şirket ve İBB baskı yapıyor, kazıları bitirin” diye! Ne büyük tesadüf değil mi, kalıntılardan büyük memnuniyet duyan DLH(!), birden bire güzergahı 25 mt. kaydırıyor! “Burası olmadı, bir de şurayı kazalım” misali! Ama içiniz rahat olsun; kazı alanının dışına atılmış arkeologlar ve diğer kazı personeli haklarını aramak için açıklama yaparken, şantiyenin içinde gezen kepçe de kalıntıları arıyor.!!!
Bu sefer de, tarih ile Marmaray’ı bir araya getirmeyi başaran ve Tarihi Marmaray Müzesini kurma hayalleri kuran Arkeoloji Müzesi Müdürü Dr. İsmail Karamut sahneye çıkıyor, mağdurları suçlu, suçluları mağdur ilan etmek için!: “Kazının erken bitecek olması nedeniyle, buradan maaş alan arkeologların kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini” belirten Karamut, bu sefer de, kalıntıları bulmayla kepçeyi bir araya getirmeyi başararak, “kepçelerin kazı sonrasında çıkan balçığı yüklemek amacıyla kendileri tarafından sokulduğunu” söylüyor. Tabi Karamut böyle diyor ama DLH da arada güzergahı değiştiriyor! Birisi, “kazıların, yeni kalıntıların bulunuşu ile uzamasından rahatsız”, güzergah değiştiriyor, birisi de “kazılar erken biteceği için böyle yapıyorlar” diyor. Al gülüm, ver gülüm dedikleri şey böyle bir şey olsa gerek, değil mi!

Zaten bu ülkede sadece, siyasi partilerin iktidar olması ile birlikte birden bire ortaya çıkan bürokratlar ve malum olacağı üzere iktidar doğru söylüyor, gerisi yalancı!
Gerisi işsiz güçsüz takımı! Yanlış anlamayın, bu arkeologlar gerçekten de işsiz, yani işinden atılmış! Tam da birilerinin dediği gibi, işsiz güçsüz takımı olmuşlar artık ve yeni işleri güçleri ortalığı bulandırmak olmuş! Evleri tehlikede olanlar, hasar görenler zaten rant peşinde, evlerinin değerini artırmaya çalışıyorlar! Koruma kurulu üyeleri ile avukatlar şov yapıyor! Biat etmek ve sorgulamamak yerine, Marmaray Projesinin yanlışlığını, ülkeye ve İstanbul’a neler getireceğini söyleyenler de bir avuç marjinal! Odaların ve sendikaların işi muhalefet etmek zaten, bir işin altından da biz tutalım, alternatif üretelim diyen yok!
Ya bırakın artık da, adamlar “yola devam” etsinler, onlar “yapsın ve olsun”! Siz DLH’dan, bürokratlardan ve baş patron olan iktidardan daha iyi mi biliyorsunuz? Halk, halk adına seçilenlerden daha iyi bilecek değil ya! Bırakın hukuku, bırakın insan haklarını, bırakın kentli haklarını, tarihi, kültürü ve şu yalan dünyada, koskoca, oynak, değişken, amacı ne olduğu belli olan Marmara(nt)y projesinin önünde gölge etmeyin artık!
Yoksa birileri, hafta sonu gelir İstanbul’a ve çıkar, şakır şakır açıklar, bu halkın ne yaptığını!!! Ona göre ayağınızı denk alın!...